KÜTAHYA ALTINTAŞ İLÇE MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

10 ARALIK DÜNYA İNSAN HAKLARI GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI

10 ARALIK DÜNYA İNSAN HAKLARI GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI

T.C.

 

ALTINTAŞ İLÇE İNSAN HAKLARI KURULU


10 ARALIK DÜNYA İNSAN HAKLARI GÜNÜ

BASIN AÇIKLAMASI

İnsanın, insan olmaktan kaynaklanan vazgeçilemez, devredilemez, ertelenemez haklarının korunması, insanca bir yaşam sürebilmesi için bazı adımlar atmak gerekiyordu. Dünyayı etkileyen savaşlardan, özellikle 2. Dünya Savaşından sonra insan haklarının dünya genelinde korunmasının elzem olduğu anlaşıldı. Çünkü insanlık, tarihte görülmemiş derecede toplu ölümlere, katliamlara şahit olmuştu. Savaş esnasında ve sonrasında uygulanan, akılların alamayacağı, vicdanların kabul edemeyeceği insanlık dışı davranışlar gün yüzüne çıkmıştı.

 

Bu gidişata "dur" deyip ciddi manada önlemler alabilmek adına İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi 10 Aralık 1948 tarihinde kabul edilmiştir. Türkiye bu beyannameyi ilk kabul eden ülkeler arasında yer almıştır.

 

Peki, insan haklarından bu kadar çok bahsedildiği, sivil toplum örgütlerinin aktif görevler aldığı; bildiriler, konferanslar, seminerler verilip her düzeyde bilinçlendirme çalışmalarının hız kesmeden gerçekleştirildiği günümüzde neden hala insanca muameleler uygulanamıyor? Mülteci sorunu, göçler, istismarlar, açlık, susuzluk, ekonomik krizler, kurulan köle pazarları, deniz kıyısına vuran insan cesetleri, açık denizlerde batırılan botlar, evlerine hapsedilen insanlar ve sayamadığımız nice insan onuruna yakışmayan tabloyla karşı karşıyayız.

 

Bu sorun bütün bir insanlık olarak çözmemiz gereken sorundur ve felsefeciler, siyasetçiler, hukukçular, sosyologlar tarafından da sorgulanmaktadır. Sorunun kaynağında İnsan Hakları Bildirgesinin maddelerinin uygulanamaz olduğunu savunanların yanı sıra böyle bir fikrin yani "herkesin ırk, din, dil, siyasi görüş, cinsiyet, yaş, mülkiyet, sosyal ve ekonomik durum bakımından eşit olduğu" fikri uygulanamaz şeklinde görüş bildirenler de bulunmaktadır. Ya bu maddeler değiştirilmeli ya da bu fikirden vazgeçilmeli şeklinde görüşler ortaya sürülmektedir. Konunun uzmanları ise bildirgenin maddelerinde bir sorun olmadığını, bu fikirden vazgeçmenin, insanlığımızdan vazgeçmek anlamına geldiğini belirtmektedirler. O halde tarih tekerrürden ibarettir sözü gereği sulh içinde yaşayabildiğimiz, çok uluslu bir imparatorluğu barış içinde adaletle idare edebildiğimiz dönemlere dönüp bakmalıyız. İslam'ın insana verdiği değerleri hatırlamalıyız. Yaratılanı Yaratan'dan dolayı hoş görmeyi başarmış ecdadımızı saygıyla anıp yeni nesillere tanıtmalıyız.

 

Efendimiz (s.a.v.)'in asırlar önce bütün insanlığa hitap eden Veda Hutbesini ivedilikle uygulama yollarını aramalıyız. Cahiliye Devri diye anılan bir devri Saadet Asrına çeviren uygulamaların insanlığın kanayan yarasına merhem olabilecek tek ilaç olduğunun farkına varmalıyız.

 

Bu bilinçle ve inançla gelecek nesillerin bu emaneti üstleneceğine bütün kalbimizle inandığımızı belirtiyoruz.

 

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Hürriyet Mahallesi Hürriyet Caddesi No 29 ALTINTAŞ / KÜTAHYA - 0 (274) 311 21 84

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.